Daha yakından tanıyın
Merhaba,
Benim adım Nova. Beni ilk görenlerden insanlardan biri, kafesimin önünde durup “Ne çirkin köpek bu!” dedi. Anlayabilseydim belki kalbim çok kırılırdı. Ama ben aslında Nova’yım. Yani gökyüzünde aniden parlayan ve karanlığa ışık saçan bir yıldız. Benim ışığım gözlerle değil, kalple görülür. Çirkin değilim; sadece doğru gözlerle bakılmayı, doğru kalple sevilmeyi bekliyorum.
Yaklaşık 1,5 yaşındayım, 13 kilo civarındayım. Çatalca’dan bakımevine geldim. Burada kısırlaştırıldım, tedavilerim tamamlandı. İlk geldiğim günlerde insanlara mesafeliydim. Tasma takılmasını istemez, köşemde sessizce kalırdım. Doğrusu insanlara pek güvenmiyordum. Ama zamanla anladım ki tasma aslında gezinti demek, oyun demek, birlikte yürümek demek. İnsanlarla işbirliği yapmak ise bol ödül ve bol sevgi demekmiş. Şimdi tasma gördüğümde içim kıpır kıpır oluyor, “Hadi çabuk tasmamı tak” diyorum.
Bu bakımevinde aylarım geçti, birçok arkadaşımı ömürlük yuvasına uğurladım.Kafesimizden birer birer çıktılar, kendi evlerine, sıcak yuvalarına gittiler. Onlar için sevindim ama içimde hep küçük bir sızı kaldı: “Benim günüm ne zaman gelecek?” diye sordum kendime. Artık sıra bende olmalı.
Benim hayalimdeki aile, sakin ve sabırlı bir aile. Bana hemen çok şey beklemeden, nezaketle yaklaşacak, ev yaşamını yavaş yavaş öğretecek bir aile. Çünkü biliyorum; ilk eve gittiğimde biraz yadırgayacağım. Yeni sesler, yeni kokular, yeni köşeler bana garip gelecek. Ama bana sabırla bakılırsa çok kısa zamanda tatlı minderimin üzerine kıvrılıp güven içinde uyumaya, güzel rüyalara dalmaya başlayacağım.
Benim için önemli olan kocaman bir bahçe ya da şatafatlı oyuncaklar değil. Bana değer veren bir ses, güvenle dokunan bir el, birlikte çıkılan sakin yürüyüşler… İşte benim mutluluğum bu kadar basit.
Bana bir gün “çirkin” diyenin sözünü boşa çıkaracak, içimdeki ışığı görecek insanı bekliyorum. Belki de o insan sensin.
Eğer kalbin bana doğru bir adım atarsa, ben de sana koşarak geleceğim.